FERMENTE ÜRÜNLERİN SAĞLIĞIMIZ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

PROBİYOTİK NEDİR?

Fermente edilmiş gıdaların, normal gıdalardan daha farklı bazı özelliklere sahip olmaları nedeniyle, insan sağlığı üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır. Ayrıca, fermantasyon süresince oluşan bakteriyosin, organik asit, etanol gibi çeşitli antimikrobiyel metabolitlerin de insan ve hayvan sağlığını olumsuz etkileyen çeşitli patojenlere etki ederek, gıdanın güvenilirliğini artırmaktadır.

Bir mikroorganizmanın probiyotik olarak değerlendirilebilmesi için belirli özelliklere sahip olması gerekir. Probiyotik ürünlerin sağlık üzerindeki olumlu etkilerinin görülebilmesi için günlük alınması gereken dozun 108-109 kob/g-mL olduğu  ifade edilmektedir.

Probiyotik mikroorganizmalar, midedeki düşük pH değeri, sindirime yardımcı olan safra tuzları ve antibiyotik gibi bazı dış etkenlerden etkilenmeden, canlı olarak bağırsakta kalabilmektedirler.

PROBİYOTİKLER

Laktobasiller ve Bifidobakteriler, yaygın olarak kullanılan probiyotik mikroorganizma cinsleri arasındadırlar. Bifidobakteri türlerinin doğal olarak bağırsak mikrobiyotasında bulunarak mikrobiyota dengesinin kurulmasına yardımcı olarak, allerjik gastrointestial reaksiyonların gelişmesine de engel olurlar. Probiyotikler, organik asit, etanol, hidrojen peroksit ve bakteriyosinler üretirler. Çeşitli metabolitler ve bu metabolitlerin hücre üzerine yaptıkları çeşitli etkiler ile, patojen mikroorganizmaları yok edebilme yeteneğine sahiptirler.

Yapılan bir çalışmada, Lactobacillus’un probiyotik karakterli farklı suşlarının, Salmonella spp.’nin tutunma bölgelerini yok ederek kolonizasyonlarını azaltıp enfeksiyonları önleyebileceği belirtilmiştir.

PREBİYOTİK NEDİR?

Prebiyotik, sindirilmeyen ve lif içeriği yüksek besin elementlerine verilen isim olup bunlar; insan ve hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyerek bağırsaktaki kolon bakterilerinin gelişmesini teşvik eden karbonhidratlardır.

İnsan bağırsağında bulunan sadece belirli mikroorganizma grupları tarafından hidroliz edilebilen prebiyotik0lerden gıda içeriklerinde en yaygın olanı, oligosakkaritler olarak rapor edilmektedir. Oligosakkaritler, ince bağırsakta metabolize edilmeden kalırlarken, kolon bölgesinde özellikle Lactobacillus ve Bifidobacterium türlerinin gelişmiş enzim sistemleri ile fermente edilebilmektedirler.

MİKROBİYATA NEDİR?

İnsan bağırsağında bakteri, maya gibi mikroorganizma gruplarından oluşan özel bir mikroflora bulunduğu ve “mikrobiyota” olarak adlandırıldığı bilinmektedir. Bağırsak mikrobiyotası, bağırsağa gelene kadar sindirime uğramayan besinleri yıkıma uğratarak, sindirimin kolaylaşmasına yardımcı olurlar. Yıkım işlemleri sonucunda meydana gelen çeşitli metabolitlerin bağışıklık sistemi ile metabolizma dengesinin gelişiminde önemli rol oynarlar.

HASTALIKLARDA FERMENTE ÜRÜNLER

Kompleks diyet lifleri olan prebiyotiklerin, insan bağırsak mikroflorası tarafından fermantasyona uğratılması sonucunda oluşan metabolitlerden birisi olan; kısa zincirli bir yağ asidi; bütirat molekülünün, insülin hassasiyetini ve enerji metabolizmasını etkilediği ifade edilmektedir. Fermantasyon sonucu oluşan bütirat molekülü ile, karaciğerdeki kolesterolden sentezlenerek bağırsağa salınan safra asidi, vücuttaki şeker metabolizması ile ilgili GIP, NPY, GLP-1 ve GLP-2 gibi birkaç hormonun seviyesini etkileyerek, insülin salgılanmasını uyardığı ve kandaki glukoz seviyesini düşürdüğü rapor edilmektedir.

Gastrointestinal rahatsızlıklardan, kronik enflamasyonları biliyoruz. Bu enflamasyonlardan birine neden olan; Helicobacter pylori mide mukozasına yerleşebilen, Gram negatif bir bakteri olup, kronik gastrit, ülser hastalığı, mide kanseri ve duodenal ülser hastalığı gibi çeşitli gastrointestinal problemlerde önemli rolü olan bir patojendir. Birçok çalışmada probiyotiklerin ürettikleri bakteriyosinlerin, H2O2 ve kısa zincirli yağ asitleri sayesinde, H. pylori bakterisinin yok edildiğine dair kanıtların elde edildiği bildirilmektedir.

Probiyotik bakterilerin kandaki kolesterolü düşürücü etkileri de bulumaktadır. Probiyotik bakterilerin, sindirim esnasında ince bağırsakta safra tuzlarını serbest forma geçirerek safra tuzlarının çözünürlüğünü azalttıkları belirtilmiştir. Bu durumda bağırsak kanalından normale göre daha fazla safra asidi atıldığından karaciğere dönen safra asidi miktarının da azaldığı belirtilmektedir. Karaciğerin bu durumda; kandaki kolesterolü kullanarak daha fazla safra asidi sentezlediği ve kandaki kolesterol seviyesinin düşürdüğü belirlenmiştir.

Yapılan birçok çalışmada, fermente gıdalarda bulunan bazı probiyotik mikroorganizmaların yeterli miktarda tüketildiklerinde, ürettikleri çeşitli metabolitler sayesinde psikolojik rahatsızlıklar üzerinde de olumlu etkiler gösterdiği tespit edilmiştir.

GÜNDE NE KADAR FERMENTE ÜRÜN TÜKETMELİYİZ?

Gün içerisinde minimum 20 gram fermente ürün tüketmek yeterli olacaktır. Sonuç itibariyle ihtiyaç duyduğumuz kadar tüketebiliriz. Örnek olarak ev yoğurdu, ev sirkesi, kefir, sert peynir ve evde hazırlanmış turşulardan faydalanabilirsiniz.

 

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezler kullanmaktadır. Kabul Et Devamını Oku